Eğitimde Yeni Dönem
Pandemi dolayısıyla zorlu hale gelen alanlardan biri de eğitim ve öğretim oldu. Lise ve üniversiteye geçiş sınavlarının tamamlanmasıyla verilen arada yoğunlaşılan konu ise yeni döneme hazırlık... Daha şimdiden veliler de öğrenciler de; ‘okullar açılabilecek mi?’ ‘Açılırsa nasıl olacak, açılamazsa nasıl olacak?’ ‘Çocuklarımız ne kaybediyor?’ diye soruyor.
Biriken soruları, 18 yıldır Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanlığı görevini yürüten, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulu üyesi olan Selçuk Pehlivanoğlu’na yönelttim, eğitimde yeni dönem nasıl olacak. TED Genel Başkanı şapkası ile sorularımı yanıtladığının altını çizerek ve “Pandemiden dolayı kayıp nesil olmaz. Kimsenin panikleyeceği bir şey yok” diye söze başladı Pehlivanoğlu. Hem YÖK’ün, hem de MEB’in hazır olunmayan bir süreç için gayret sarf ettiklerini belirtti. MEB’in EBA’yı hızla devreye almasının olumlu ancak çocuğun hevesi, ailenin yönlendirmesi gibi faktörlerin de çok önemli olduğunu vurgulayan Pehlivanoğlu, “İddia ediyorum, MEB’in 11 ve 12. sınıflar için akıllı robotlarla ürettiği sistem okullarda birebir uygulansa öğrencinin hiç dershaneye ihtiyacı kalmaz. Ama sonuç itibariyle 11-12. sınıfta EBA’ya kayıt olma miktarı 1 milyon. Yani yüzde 50. EBA’nın da verimliliği belirli bir miktarda kaldı” dedi.
Açık lise tehlikesi
Tespitin ardından gelen soru ise bundan sonrası… Pehlivaoğlu “muhakkak yapılması gerekenler” olarak birkaç noktanın altını çiziyor. Bunlardan birincisi; UNESCO’nun önerileri arasında olan ‘karar modeli’ oluşturulması. Nasıl sağlıkta Bilim Kurulu varsa, eğitimde de bakanlığın, STK’ların, iller düzeyinde telafi sürecini yönetecek birimlerin olduğu bir karar alma modeli tanımlamasından bahsediyor. Pehlivanoğlu, sadece bakanlıkta alınan genel kararların işlemesinin zor olduğunu belirtiyor.
Yaz aylarından kaynaklı öğrenme kaybına, pandemi nedeniyle 61 günlük bir kaybın daha eklendiğine dikkat çeken TED Genel Başkanı, “Akademik olarak biz büyük bir kayıp olacağını düşünmüyoruz. Bilinçli okullar, 61 günlük kaybı 3 haftada rahat bir şekilde telafi edebilirler” diyor. Ancak; “Bunu ‘mış’ gibi yaparsak okul terkleri ve başarısızlık artar. Açık liselere geçiş artar. Başarısızlık arttığı için de psikolojik çıktıları daha fazla olur. Doğru telafi programları yapmazsak okul terklerinin artacağını göz ardı etmeyelim. Zaten biliyorsunuz açık lise normal bir okul türü haline dönüştü. Çok tehlikeli” diyerek de uyarıyor.
Hem öğrenci hem de öğretmen için telafi
Pehlivanoğlu telafi sürecinin hem öğrenciler, hem de öğretmenler için işletilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Öğrenciler için akademik kazanım testi ve psikolojik etkilenme testi yapılmalı. Öğretmenler için de takviye eğitim programları ve bu süreçte ne kadar etkilendiğine dair psikolojik test yapılmalı… Eğitim sarmaldır. Muhakkak beceri kayıplarının çok iyi bir şekilde öğrenilmesi lazım. Bu süreçte en fazla etkilenenlerden biri olan öğrenme güçlüğü olanlar için muhakkak ayrı bir telafi programının devreye girmesi…”
Pehlivanoğlu bu noktada UNESCO’nun iş kaybına dikkat edilmesi gerektiği uyarısının ve “bu sürecin öğretmenlerle toparlanacağı unutulmamalı” tespitinin de altını çiziyor. Telafi süreçleri için de tek bir program yerine, okulların kendilerinin belirleyeceği, esnek bir program öneriyor. Pehlivanoğlu, “Bizim tavsiyemiz şu; çocuk telafi programına eski sınıfıyla girmeli yeni sınıfıyla değil. Çünkü o öğretmen onu tanıyor. Asıl, programın yerel ve okul düzeyinde belirlenmesi gerekir. Dezavantajlı ve özel öğrencilere de daha farklı bir telafi programı uygulamak mecburiyetindeyiz” diyor.
TED Genel Başkanı ayrıca okullarda sosyal mesafenin korunmasına ve hijyene iki sorun alanı olarak dikkat çekiyor. Hijyen için okulların kaynağa ihtiyaç duyacağını ve tedbir alınması gerektiğini hatırlatıyor. Ayrıca servis meselesi… “Serviste sosyal mesafeli oturmak mümkün değil. Sosyal mesafe için de ayrıntılı bir portföy oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz” diye ekliyor.
Özel okulların yüzde 20’si batacak
Geride bırakılan dönemde tartışma yaratan noktalardan biri de özel okul ücretleri, servis ve yemek paralarının iade edilip, edilmeyeceği tartışmasıydı. Sonbaharda ya da gelecekte bir başka sefer benzer bir durumun yaşanması olasılığına karşı bu konudaki görüşünü de sordum Pehlivanoğlu’na. “Okulun bir maliyeti var. Özel okulların ücretinin ödenmesi gerekir. Ama servis ve yemek farklı, günlük hizmet” diyen Pehlivanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Veli şuna bakmalı. Öğretmenler hem devlette, hem özelde yetkin olmadıkları bir şeyde gayret sarf ettiler. Bir yandan öğrencileriyle konuşurken, bir yandan çocuklarına bakmaya çalıştılar. Bunun bir şekilde ödenmesi lâzım. Çocuğunuzu özel okula veriyorsanız, oradaki öğretmen de mutsuz olmayacak ki sizin çocuğunuza eğitim vermeye devam edecek”.
Pehlivanoğlu özel okulların da ekonomik olarak süreçten etkilendiğini söyleyerek, “Gelecek yılın parasıyla bugünü ödeyen özel okullarda ciddi ekonomik sorunlar oluştu. Bu sıhhatsiz büyümeyle alakalıydı. Veliye ‘sana yüzde 60-yüzde 70 indirim yapıyorum’ diyenlerin nasıl patladığını da veliler yaşayarak gördü” dedi. TED Genel Başkanı, yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle, özel okulların yüzde 20’sinin batacağı görüşünde.